Uluslarası gözlemciler’e göre “Türkiye'deki ikinci tur seçiminde, rekabetçi kampanya süreci devam etse de ifade özgürlüğü kısıtlamaları, medyanın taraflılığı ve eşit olmayan şartların gölgesinde kaldı”
ANKARA, 29 Mayıs 2023 - Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu iyi geçmiş ve seçmenlere gerçek siyasi alternatifler arasında seçim yapma fırsatı vermiş olsa da kampanya döneminde gittikçe artan kullanılan kışkırtıcı ve ayrımcı dille gölgelenmiştir. Uluslararası gözlemciler bugün yaptıkları bir açıklamada, devam eden ifade özgürlüğü kısıtlamaları ile medyanın taraflı oluşunun eşit şartları ortadan kaldırdığı ve görevdeki Cumhurbaşkanının haksız avantaj elde etmesine katkıda bulunduğunu ifade etmişlerdir.
AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu (DKİHB), AGİT Parlamenterler Asamblesi (AGİT PA) ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin (AKPM) ortak heyeti, seçimden sorumlu yetkililerin olası bir ikinci turun sorunsuz geçmesini sağlamak için seçimin ilk turunun öncesinde bazı düzenlemeler getirmesine rağmen, mevcut mevzuatın ikinci turla ilgili önemli noktalara değinmediği ve bu durumun genel olarak yasal çerçevenin güvenilirliği üzerinde olumsuz bir etki yarattığını bulmuştur.
Adaylar özgür bir şekilde seçim kampanyalarını yapabilmiş olsa da, bazı muhalefet partilerinin destekçileri gözdağı ve tacizlere maruz kalmaya devam etmiş, her iki taraf da kışkırtıcı ve ayrımcı bir dil kullanıp birbirlerini terör örgütleriyle işbirliği yapmakla suçlamışlardır.
Özel Koordinatör ve AGİT kısa-dönem gözlem heyeti lideri / AGİT PA Heyet Başkanı Farah Karimi “İlk turda şartların eşit ve kampanyaların adil olmadığı ve görevdeki Cumhurbaşkanı’nın haksız avantaj sağladığı yönünde dile getirdiğimiz endişeler dikkate alınmamıştır” dedi ve ekledi “Her iki tarafın da kışkırtıcı ve ayrımcı bir tonda sertleşen bir dil kullanmasının siyasi ortamdaki kutuplaşmayı daha da artırdığını üzülerek görüyoruz. Dün çok sayıda seçmen oy kullanmaya geldi ve kazanan adayın Türkiye halkının birliğini sağlamak için gerçekten çaba göstermesi büyük önem taşımaktadır.”
İkinci tur öncesindeki kampanya dönemi genellikle barışçıl geçti. Öte yandan, resmi görevleri ifa ederken seçim kampanyası yürütme uygulaması, ikinci tur öncesindeki bu kampanya döneminde de açılış etkinlikleri düzenleme yasağı ihlalleriyle devam etti. Kamu kaynaklarının hala seçim kampanyası için kullanılmasının yanı sıra söz konusu durum görevdeki cumhurbaşkanına birinci turda da görülen haksız avantajı sağlamaya devam etti.
AKPM Heyet Başkanı Frank Schwabe “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda kazanan açıktır. Yine de, bu ikinci tur da seçimlerin demokratik bir şekilde yapılabilmesi için gerekli koşulların pek çok yönüyle sağlanmadığı bir ortamda gerçekleşmiştir” dedi ve ekledi “”Türkiye şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamalı ve her şeyden önce Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ı serbest bırakmalıdır. Gelecekte Yüksek Seçim Kurulu seçim sürecine güveni güçlendirmek için şefafflığı olabilecek en üst seviyeye taşımayı taahhüt etmelidir.”
Seçim idaresi, ikinci tur için hazırlıkları kısa sürede etkin bir şekilde yönetti. Ancak, milletvekili seçimlerinin kesin sonuçlarının açıklanması için daha önce belirlenen son tarihi geçirerek sonuçların açıklanmasını ikinci tur sonrasına erteledi. Ayrıca, ilk turda olduğu gibi kapalı oturumlar düzenleme ve ilk tur sonuçlarıyla ilgili şikayet ve itirazlar gibi çoğu kararın yayınlanmasını durdurma uygulamasını da sürdürdü. Bu durum idarenin iş ve işlemlerinin şeffaflığını daha da etkilemiştir. Seçim günü genel olarak barışçıl bir ortamda geçse de daha ziyade muhalefeti destekleyenlere yönelik münferit şiddet vakaları görülmüştür. Ayrıca gözlemciler grup ya da ailelerin birlikte oy kullandığı örnekler gözlemlerken bazı sandıklarda oy verme işleminin gizliliğinin kurulan düzenden dolayı sekteye uğradığını rapor etmişlerdir.
Gazeteciler ve blog yazarlarına karşı açılan ceza davaları ve tutuklamalar ikinci turdan önce de devam ederek ifade özgürlüğünü daha da kısıtladı. Aynı zamanda seçim gözlemcileri tarafından, birçok yayın kuruluşunun seçim kampanyalarını tarafsız bir şekilde yayınlama ve iki cumhurbaşkanı adayına eşit fırsatlar sağlama noktasında yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini, resmi yayın kuruluşunun büyük ölçüde mevcut cumhurbaşkanını desteklediğini ve çok sayıda özel medya kuruluşunda benzer bir taraflılığın görüldüğünü kaydetmiştir.
DKİHB seçim gözlem heyeti başkanı Büyükelçi Jan Petersen, "Evet, seçmenlerin seçim günü siyasi alternatifler arasında gerçek bir seçim yapma şansı olduğu doğru ve olumlu bir durumdur," dedi. "Ancak seçim idaresi şeffaf olmadığı için seçmenler bilgilendirilmemiş ve adayların medyada dengeli bir şekilde yer almaması endişe uyandırmıştır. Genel olarak eşit olmayan şartlara katkıda bulunan bu durum kesinlikle bu seçimin en büyük eksikliklerinden biri oldu. DKİHB bunların ele alınmasında desteğini sunmaya hazırdır." ifadelerine yer vermiştir.
Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda uluslararası seçim gözlem heyeti, 181’i DKİHB tarafından görevlendirilen uzman, uzun dönem ve kısa dönem gözlemci, 31'i AGİT PA'dan ve 20'si AKPM'den olmak üzere 31 ülkeden toplam 232 gözlemciden oluşmuştur .
Daha fazla bilgi için lütfen iletişime geçin:
Katya Andrusz, DKİHB: +48 609 522 266 veya katya.andrusz@odihr.pl
Nat Parry, AGİT PA: +45 60 10 81 77 veya nat@oscepa.dk
Sylvie Affholder, AKPM: +90 536 958 97 70 veya Sylvie.AFFHOLDER@coe.int